-
1 borçlu
borçlu schuldig (-e –i jemandem etwas); zu Dank verpflichtet (-e -den dolayı jemandem für); Schuldner m, -in f;b-ne borçlu kalmak in jemandes Schuld stehen;b-ne bş-i borçlu olmak jemandem etwas verdanken -
2 hayat
hayat1 <- tı> Leben n (a = Lebewesen);hayat adamı Lebenskünstler m;hayat arkadaşı Lebensgefährte m, -gefährtin f;hayat dolu lebenslustig;hayat düzeyi Lebensstandard m;(parlak bir) hayat geçirmek (ein glänzendes) Leben führen;hayat kadını Prostituierte f;hayat memat meselesi eine Frage auf Leben und Tod;hayat mücadelesi Kampf m ums Dasein;hayat pahalılığı Teuerung f;hayat sigortası Lebensversicherung f;… bir hayat sürmek ein … Leben führen;hayat şartları Lebensbedingungen f/pl;-e hayat vermek beleben (A);hayata atılmak ins Leben treten;hayata küsmek mit dem Leben nicht zurechtkommen;-in hayatı kaymak fam ruiniert werden;-e hayatını borçlu olmak jemandem sein Leben ( oder seinen Lebensunterhalt) verdanken;hayatını kazanmak seinen Lebensunterhalt verdienen;hayatta olmak am Leben sein, (noch) leben;özel hayat Privatleben nhayat2 <- tı> Vordach n; Vorgarten m; überdachte(r) Vorraum
См. также в других словарях:
hayatını (birine) borçlu olmak — 1) biri tarafından ölümden kurtarılmış olmak 2) birinin yaşamı bir başkasının desteği ile sağlanmış olmak Bu hayatımı ağabeyime borçluyum … Çağatay Osmanlı Sözlük
borçlu bulunmak (veya olmak) — (birine) borçlu duruma düşmek Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
medyunuşükran olmak — teşekkür borçlu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçan kuşa borcu olmak — pek çok kişiye borçlu olmak Ben kimsenin hususi hayatına karışmayı asla sevmem ama şu Şahin Paşa, uçan kuşa borcu olduğunu herkes bilirken nasıl oluyor da kumarda bu kadar para kaybediyor. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kefil olmak — borçlu borcunu ödemediğinde veya bir kimse verdiği sözü yerine getirmediğinde bütün sorumluluğu üzerine almak Kefil olmak istediğiniz adamı evvela benden soracaksınız. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
medyun olmak — (birine) kendini borçlu hissetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayat — 1. is., hlk., Ar. ḥiyāṭ 1) Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa 2) Avlu 3) Balkon 4) Sundurma 2. is., Ar. ḥayāt 1) Canlı, sağ olma durumu 2) Yaşam Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. H. F … Çağatay Osmanlı Sözlük
şükretmek — e, der, Ar. şukr + T. etmek 1) Tanrı ya minnet duygusunu sunmak, şükreylemek Bu fırsatı sana bahşettiğinden dolayı Allah a şükret! P. Safa 2) Bir kimseye minnet duymak, gönülden borçlu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
borca batmak — çok borçlu olmak Şevket ölesiye çalışmak pahasına acaba bu korkunç masrafı karşılayacak kadar para kazanıyor mu idi yoksa çocukcağız borca mı batıyordu? R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alacaklı — sf. Birinden alacağı olan (kimse), borçlu ve verecekli karşıtı Gelir desen dar gelir / Günaşırı alacaklılar gelir. O. V. Kanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alacaklı çıkmak alacaklı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük